5 Aralık 2011 Pazartesi

sonunda yakaladık noel babanın geyiklerini...

Geçtiğimiz bir kaç senedir yeni yıl ruhu çekip gitmişti bizden... Hiç o modda hissedemedim kendimi nicedir ama bu sene daha aralık bile gelmeden kızardı benim için. Farkettim ki atmışız boyumdan büyük çam ağacımızı, neydi bu kadar soğutan diye düşündürdü bu farkediş aslında... Oluruna bıraktım en azından o parıl parıl toplara kıyamamışız...

 


Bir cumartesi akşamı, öbürüne göre minnak boy sayılacak bir ağaçla geldi sevgili kocam, söz vermiş Laloşa ağacımız olacak bu akşam diye hemen kurdular, ışıldattılar üstüne üstlük...

 


Sonra pazar akşamı gidip bir sürü süs alıp geldi, şimdi yazarken farkettim de sanırım en heveslimiz en heyecan dolumuz o aramızda :) Öyle cici süsler almış ki aşk yaşadım hepsiyle sonra lal seçti  ben astım, sonra farkettim ki hevesli çıkardım eski süslerimizi; asalım mı Laloşum dedim pek ciddiye aldı koşup getirdi minnak boy sandalyesini ve başladı asmaya. O minnak elleriyle öyle özendi ki, ağacın bir yanı tamda boy hizasında ışıl ışıl, kıpkırmızı top top oldu  :)



O süsledi ben izledim, öyle özenli, öyle mutluydu ki bu sorumluluğundan...

"Men dattım annnee baaakk" diip durdu dolmacık parmaklarıyla gösterip tek tek, ah benim içim eridi...

Gördüğüm en güzel ağaçtı benim, gerçekten bak!

 

Şimdi altını hediyelerle doldurma zamanı o lalalaaa

 

1 yorum:

Sinem dedi ki...

Severim o minnak elleri ben... İsiltiniz hep etrafta kalsin canim:))